skip to Main Content

Stres Nedir?

Stres Tanımı, Belirti ve Bulguları, Nedenleri, Teşhis ve Tedavisi

TANIM ve NEDENLERİ

Stres, dengelerimizi bozan herhangi bir olaya karşı vücudumuzun ve duygularımızın verdiği tepkidir. Korktuğunuz zaman vücudunuzda hissettiğiniz değişiklikler stres reaksiyonuna iyi bir örnektir. Korktuğunuzda böbreküstü bezlerinizden adrenalin hormonu salgılanır. Adrenalin, vücudun savunma mekanizmalarını harekete geçirir; kalp daha hızlı atmaya başlar, kan basıncı yükselir, kaslar gerilir ve göz bebekleri genişler.

Bütün stresli olaylar bu kadar hızlı gelişmez ve yukarıdaki reaksiyonlar gibi bariz hissedilmez. Ciddi bir hastalığa yakalanmak, çok sevilen birini aniden kaybetmek, maddi durumun bozulması gibi ruhsal dengelerimizi bozan stresli olaylar da fiziksel ve psikolojik bozukluklara neden olabilir. Bazı kişiler günlük stres altında kolayca ezilirken bazılarının ise stres altında verimliliği artar.

Uzun süren stres, vücudun fiziksel dengelerini bozarak kronik halsizliğe, iştah kaybına veya iştahın aşırı artmasına sebep olabilir. Bu durumda kişide depresyon gelişebilir. Aynı zamanda bu tarz stresli olaylardan bağışıklık sistemi de etkilenir. Kişi; hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı korumasız hale gelir, hassasiyeti artar.

BELİRTİ ve BULGULAR

  • Fiziksel Belirtiler: Başağrısı, halsizlik, bitkinlik, uykusuzluk, beslenme bozukluğu, ense veya sırt ağrıları, iştah kaybı veya aşırı yeme
  • Psikolojik Belirtiler: Gerginlik hissi, anksiyete (endişe hali), kızgınlık, kolay sinirlenme, içine kapanma, sürekli olumsuz düşünceler taşıma, huzursuzluk, konsantrasyon bozukluğu 

TEŞHİS YÖNTEMLERİ

Stres tanısı, genellikle fiziksel ve psikolojik belirtileri iyi gözlemlemek suretiyle konur. Kullanılan daha objektif tanı yöntemleri de vardır. Örneğin, Holmes-Rahe testi bunlardan birisidir. Kişinin başına gelebilecek 43 önemli olayın sorgulanarak puanlanması mantığına dayanır. 

TEDAVİ

Unutmayın; hayatınızdaki tüm stresli olaylarla tek başınıza mücadele etmek zorunda değilsiniz. Çözümü imkansız gibi gelen bir durumdan kurtulabilmeniz için bir akıl hocası, psikolog, psikiyatrist, iş arkadaşınız, sevdiğiniz bir aile büyüğü veya yakın bir arkadaşınız size yardımcı olabilir.

  • Belli bir stres faktörü söz konusu olduğunda anksiyolitik ve antidepresan ilaçlar kullanılabilir veya psikoterapi yapılabilir.
  • Bireysel olarak yoga veya meditasyon teknikleri denenebilir.

KORUNMA

Elbette ki kişiliğinizi değiştiremezsiniz veya stresli bir olaydan kolayca kaçamazsınız. Fakat stresle mücadele edebilmek için bir takım basit önlemler alabilirsiniz.

  • Yoga veya Zen meditasyonu gibi rahatlama ve stresi azaltma tekniklerini deneyebilirsiniz.
  • Günlük rutin alışkanlıklarınızın dışına çıkarak kendinize yeni ilgi alanları yaratabilirsiniz.
  • Düzenli uyuyabilir ve vücudunuzu ihtiyacı olduğu oranda dinlendirebilirsiniz. Bunu uyku hapı kullanmadan yapmalısınız.
  • Yaşınıza uygun egzersiz programları belirleyebilir ve bunları düzenli olarak uygulayabilirsiniz.
  • Acele etmek ve endişelenmek gibi kazanılmış alışkanlıklarınızı bırakabilirsiniz. Kendinize zaman ayırın, hayattan mümkün olduğunca keyif almaya çalışın.
  • Canınızı sıkabilecek ve sizi strese sokabilecek olayların listesini yapın. Her bir olay için kendinize sorular sorun. En iyi ve en kötü ihtimalle ne olabilir? Bu olayla yüzleşmek için yeterince hazırlıklı mıyım? Bu olay gerçekten kaygılanmaya değer mi?
  • Daha çok gülün. Kendinize acımaktan vazgeçin. Stresli bir olaydan sonra dengelerinizi tekrar kurmaya gayret edin. İnsanlarla yakınlaşmaya çalışın.
  • Canınızı sıkan bir olayla karşılaştığınızda basit yöntemler deneyin. Mesela, herhangi bir şey söylemeden veya yapmadan önce 10’a kadar sayın, derin bir nefes alın ve nefesinizi bir süre tutun.

DOKTORA BAŞVURULMASI GEREKEN DURUMLAR

  • Şikayetleriniz uzun zamandan beri devam ediyorsa veya aniden başlamışsa. Aşırı stres, fiziksel ve psikolojik dengelerinizi bozabileceği gibi ciddi rahatsızlıklara da zemin hazırlayabilir.
  • Stres belirtileriniz varsa ve aşağıdakilerden yakınıyorsanız:
    • Uyku düzensizlikleri, uykusuzluk
    • Yeme-içme alışkanlığındaki değişiklikler
    • Duygulanım bozuklukları
    • Aşırı hareketlilik, huzursuzluk
    • Fiziksel hareketlerde yavaşlama, isteksizlik

    Bu durumda depresyona girmiş olabilirsiniz.

Back To Top